Saturday 25 August 2012

TEŞVİK PAKETİ ELEŞTİRİLERİ VE ALTERNATİF BİR YAPISAL ÖNERİ KONUSUNDA ÇOK YAKINDA POST EDECEĞİM 2 BLOĞ'UN ÖZETİ


TEŞVİK PAKETİ ELEŞTİRİLERİ VE ALTERNATİF BİR YAPISAL ÖNERİ KONUSUNDA ÇOK YAKINDA POST EDECEĞİM 2 BLOĞ'UN ÖZETİ

Prof. Dr. Vefa Tarhan
 

"Teşvik Paketi Eleştirileri ve alternatif bir yapısal öneri" yazımın 2. bölümü bu gün Dünya Gazetesinde yayınlandı http://www.dünya.com/teşvik-paketi-eleştirisi-ve-cari-açık-için-alternatif-bir-yapısal-öneri-2-163589h.htm Geçen Cumartesi, yine aynı gazete ilk bölümünü yayınlamıştı: http://www.dünya.com/teşvik-paketi-eleştirisi-ve-cari-açık-için-alternatif-bir-yapısal-öneri-163095h.htm  

Faizlerin inip, çıktığı, TL'nin değerinin artıp, azaldığı dönemler yaşamış olmamıza rağmen, son 9 yılda cari açık probleminin, üstelik gittikçe vahim boyutlara ulaşan bir şekilde devam ettiğine şahit olduk. Bu gerçeğin ışığında, cari açık probleminin artık standard makro politikaları ile (kur ve para politikaları) çözülme seviyesini aşmış olduğu görüşüne varmış olduğum için, problemin ancak yapısal bir yaklaşımla çözülebileceği düşüncesini uzun zamandır ifade etmekteydim. Nisan başında hükümetin açıkladığı, ve Haziran'da uygulamaya koyduğu "teşvik paketi" yapısal bir yaklaşımı temsil ettiği için, hükümetin de aynı sonuca varmış olmasını memnuniyetle karşılamıştım.   

Ancak, Türkiye'de ender olan, neredeyse %100 seviyesinde destek bulmasına rağmen, bu teşvik paketini detaylı olarak incelediğimde, önemli eksikleri, ve aynı zamanda ekonomide sayılı olumsuz yan etkiler (negatif dışsallıklar) yaratacağını gördüm. Geçen haftaki yazı bu eleştirilerimi detaylı olarak açıklıyor.  

Ancak, eleştirilerin başlı başına üretken olmadığına inanan birisi olarak, eleştirilerimi tartıştıktan sonra, yazının bugün yayınlanan ikinci bölümünde, cari açık probleminin çözümü için benim oluşturduğum ve alternatif bir yapısal yaklaşımı temsil eden çözüm önerimin detaylarını sunuyorum. Benim görüşümce, önerimin hükümetin teşvik paketinden çok daha üstün nitelik ve nicelikleri var. Her şeyden önce öneri cari açığa, geçici yerine kalıcı bir çözümü temsil ediyor (bence, başarılı olsa bile, ki bu konuda şüpheliyim, hükümetin paketi en fazla "geçici" bir çözüm olabilir), programın maliyeti zaman içinde artmıyor, ekonomiye olumsuz yan etkileri yok, mukayeseli avantajlarımız olduğunu belirlediğim ve desteklenmesini önerdiğim ihraç ürünlerinin gelir elastikliği düşük. Bu son husus şu açıdan önemli: önerdiğim kesimlerin desteklenmesi, ilerde daha sık, daha derin/yaygın, ve daha uzun süreli olmasını beklediğim küresel dalgalanmalara karşı ülke ekonomisi için tabii bir savunma mekanizması oluşturmuş olacak. Son olarak da, hükümetin uygulamaya başladığı paket cari açık problemini (bence başarılı olmayacak) bir ithalat ikame politikası ile yani, ithalatı azaltma yöntemiyle çözmeyi hedeflerken, benim önerim, cari açıkla hem ihracat-artırıcı, hem de ithalat-azaltıcı kanallarla savaştığı için, cari açığın üzerindeki etkisinin çok daha yüksek dozajlı olacağına inanıyorum. 

Dünyanın 3. önemli tarım ihracatçısının hangi ülke olduğunu araştırdığımda bulduğum sonuca inanamadım: Hollanda (ilk 2, ABD ve Fransa). Hollandanın ekilebilir arazisi (dünyada 108'i), Türkiyenin (dünyada 6'i) 1/25'i. Hollanda, büyük ölçüde tarım ürün ihracatçısı iken ($55 milyar dolar), ve tarım ihrçatları, dış ticaret fazlalarının %42-%48'ini oluştururken (son 5 yıl), tarıma çok uygun iklim ve coğrafyası olan Türkiye tarımda çok yıl net ithalatçı durumunda oluyor (bilhassa son yıllarda). Dünyadaki domates ihracatının %25'ini Hollanda yapıyor, salatalık ve biberin 1/3'ni. Bunlar çok şaşırtıcırakamlar. Hayvancılık, ve hayvancılık ürünlerine (süt, peynir, tereyağı, vs.) hiç girmiyorum bile, çünkü bizden fersah fersah ilerdeler.
 
Türkiyede sanayileşme, batılılaşma, moderleşme vs. ile eş tutulmuş, tarım hor görülmüş ve gereken yatırımlar yapılmamış. Ancak, hiç bir ülkenin önyargılı olarak bir sektörü tercih edip, bir başka sektörü ihmal etme lüksü olamaz. Ülkenin çıkarları hangi sektörlerdeyse o sektörlerde yatırım yapmalı.
 
Yazıda karşılaştırmalı avantajımız olan diğer sektörleri de belirliyor, ve arkalarında yatan nedenleri açıklıyorum. 

Yazım çok uzun olduğu için yayınlanması epey zaman aldı (Haziran'da yayınlanan, 'cari açık finansmanı hastalığı' yazısıda aynı gazetede her biri tüm sayfa olarak 2 bölümde yayınlanmıştı (16 ve 23 Haziran). Sonuç olarak Dünya'nın yayınladığı yazım bir-kaç son gelişmeleri içermiyor. Ama bu iki yazıyı blog sitem'de (vefatarhan.blogspot.com title: Prof. Dr Vefa Tarhan Kişisel Yazıları) ayrı ayrı post edip, güncelliyeceğim. Örneğin, bu konuda değerlendirme yapmak için biraz erken olmasına rağmen, daha önceden tahmin ettiğim gibi, hükümetin "Teşvik Paketi" şu ana kadar çok başarısız: yatırım ibresi bir milim oynamadı. Birinci bölümü bu gün ya da yarın post etmeye çalışacağım (tabii teknolji konularında dinazorluğum nedeniyle, benim için normal hale gelen problemleri yaşamazsam! (sağ olsunlar, bu durumlarda elimden tutup beni yürüten twitter ve Facebook kaynaklı dostlarım var: bana acıyıp yardım ediyorlar! Ben de yaptıkları iyiliklerin onlara cennetin kapısını açacağını söylüyorum!). İkinci bölümü de bir-kaç gün içinde post edebilmeyi umuyorum. 

İşin enteresan yönü bu yazımın hem iş dünyasında, hem de akademik/ekonomik politika yoneticileri, ve politikacı şahıslar tarafından olumlu karşılanması (Sayın Derviş ve Sayın Kılıçdaroğlu). Türkiyenin en büyük şirket genel müdürlerinin bir kısmıyla, bilhassa yazının bu gün yayınlanan ikinci bölümüyle ilgili olarak, her biri 2 saatin üzerinde süren bir-kaç toplantım oldu (Eylül başı seyahatimde ek toplantılarım olacak). Sanıyorum, bazı konularda yeteri kadar yatırım yapmamakta olduklarına ikna oldular. Tabii bunlar yatırımların kısılmış olduğu bu günün çok olumsuz ekonomik ortamında gerçekleşmeyebilir, ama umarım ilerde bu yatırımlar yapılır. 

Neyse uzun yazarak kafanızı ütüledim. Konuya ilgi duyuyorsanız, blog'larını post etmemi beklemeden, her iki bölümü de yukardaki Dünya gazetesi linklerinden okuyabilirsiniz. Her yazımda olduğu gibi eleştirilerinize tamamen açığım.

 

 

No comments:

Post a Comment